Work and Travel Günlüğüm: Hayallerinize İnanın!

12.01.2021
Blog Başlık
Work and Travel mı? Daha kendi ülkemde hiçbir yerde çalışmamışken, Amerika gibi bir ülkede çalışmak mı? Bunun üstüne bir de ailemden ayrı, 4 ay çok uzak bir yerde yaşamak mı?
Yapamam dediğim daha onca şey ve işte sonra bakın neler oldu..
 
1. Kendinize güvenin.
Benim Work and Travel maceram şöyle başladı. Amerika’yı gezmek, orada yaşamak hep çok istediğim bir şeydi. Work and Travel programıyla bu hayalimi gerçekleştirebilirdim ama kendi ülkemde bile hiç çalışmamışken, ilk çalışma deneyimimi Amerika gibi bir şehirde yapmak ve ailemden çok uzakta, tek başıma 4 ay yaşayacak olmak biraz beni korkutuyordu.
Ancak hem kendi ayaklarımın üstünde durmak için, hem de hayallerimi gerçekleştirmek için çok güzel bir fırsattı. Ailemin de desteğiyle, 3 arkadaşımla beraber bu güzel maceraya atılmaya karar verdik ve hızlıca işlemlere başladık.
 
2. Hayallerime adım adım.
Work and Travel programında, şirket seçimi, iş seçimi ve eyalet seçimi gerçekten önemli noktalar. Bu yüzden karar vermeden önce bir çok araştırma yaptım. Daha önce giden arkadaşlarımın fikirlerini aldım ve ona göre bir şirket seçtim. İş seçimi olarak hem İngilizce seviyeme uyan, hem de eğlenceli bir iş olan Cankurtaranlığı seçtim.
Eyalet olarak da bana hep önerilen Teksas’ı seçtim. İş görüşmeleri, yüzme sınavları derken, Teksas’ın New Braunfels şehrinde, büyük bir su parkında Cankurtaranlık olarak işi kaptım! Hayallerime adım adım yaklaşıyordum..
 
3. Sanırım bayılacağım..
Bu yolda herkesi en çok korkutan şeylerden biri Vize sürecidir. Benim de, en çok korktuğum ve heyecanlandığım şeydi. Ya vize alamazsam? Ya gidemezsem? Düşüncesi bile korkunçtu. Vize randevu günüm gelmişti.
Amerika konsolosluğuna geldiğimde neredeyse heyecandan bayılacaktım. Sıramı beklerken etrafımda heyecandan kıpkırmızı yüzler, dua edenler, ret yiyenler, ağlayanlar, insana nereye geldik ben böyle dedirtecek türdendi. Dualarla, inşallahlarla, numaramın gelmesini bekledim. Ve işte benim sıram gelmişti, usul adımlarla vezneye doğru ilerledim. Şansıma güler yüzlü bir vizeci hanım denk geldi, biraz olsun rahatladım ve konuşmaya başladık:
”Nerede okuyorsun?, Hangi bölümdesin?, Amerika’nın hangi eyaletin de çalışacaksın?, Ne zaman ve nerede yüzmeyi öğrendin?, Biri boğulursa ne yapacaksın?” tarzında soruları arka arkaya sordu bende güzelce cevaplar vermeye çalıştım. Sonra sustu, bir şeyler imzaladı, mühür filan basmaya başladı. Tabi ben o sırada havale geçiriyordum.. Sonra TEBRİKLER, ViZENİZ ONAYLANDI dedi ve onay kağıdını uzattı. O an ki hislerimi tarif edemem, heyecanım bir anda büyük bir sevince dönüşmüştü, çok mutlu olmuştum. Artık hayallerime çok yakındım, hiçbir şey beni tutamazdı.
 
4. O uçağa binene kadar heyecan bitmiyor.
Uzun bekleyişlerden sonra, Amerika’ya yolculuk günü geldi çattı. Garip duygular içerisindeydim. Yalnız gitmeyecek, arkadaşlarımla gidecek olsam da, birkaç saat sonra o uçağa binecek ve ailemden 4 ay uzak kalacaktım.
Havalimanına geldik ve arkadaşlarımla birlikte ailelerimizle vedalaştık. Sonra pasaport kontrol sırasına geldik. Arkada yaşlı ve meraklı gözler bırakarak, Pasaport kontrolünden sorunsuz geçtik ve mükemmel bir maceraya doğru adımlar attık. Artık hayallerimize giden uçağa binme zamanı geldi. Uçağa bindikten, yaklaşık 15 saatlik bir yolculuktan sonra, hayallerime, Amerika’ya gelmiştim. Heyecanım ve mutluluğum tarif edilemezdi. İşte şimdi asıl maceram başlıyordu!
 
5. Teksas'ta bir Türk!
Amerika’da ki 3 aylık sürecimde Teksas – San Marcos şehrinde Türk arkadaşlarımla birlikte güzel bir evde yaşadım. Çalıştığım su parkı da evime yarım saatlik uzaklıkta olan, New Braunfels şehrindeydi. San Marcos küçük ama çok güzel bir yerdi. Bir sürü Üniversite ve College bulundurduğu için öğrenci şehri de denebilir. Yemyeşil bir doğası ve birbirinden güzel nehirleri vardı. Geyikler ve sincaplar her yerde geziyorlardı. Bizdeki köpek ve kedinin yerini burada sincap ve geyikler almıştı.
Tüm Teksas’ta olduğu gibi, binalar, yemek porsiyonları, mağazalar, kafeler aklınıza gelebilecek her şey çok büyüktü. Onun dışında gerçek Teksas’ı size yaşatan kafeleri, kovboy botları satan mağazalar, kovboy kıyafetleri giyenler vardı. Teksas’ın kültürü ve oranın atmosferi gerçekten çok güzeldi. Orada yaşamak benim için çok farklıydı.
 
6. Sıcak ve sular içinde Work süreci..
Saatlerce güneşin altında çalışmak insanı zorlasa da, büyük bir su parkında çalışıyor olmak ve havuz kenarında olmak, ilk iş deneyimim için eğlenceli bir başlangıç oldu. Cankurtaranlık her ne kadar basit gözükse de, dikkat ve sorumluluk gerektiren bir işti. Bazı zamanlar Teksas sıcağının altında sıcaktan bayılacak gibi olsam da, iş ortamım ve arkadaşlarımla çalışmak keyifliydi. Ama bir daha bu işi yapar mısın derseniz, biraz bu konu hakkında düşünmeye ihtiyacım olabilir..
İş hakkında yazdığım Work and Travel: Cankurtaranlık makalemi okuyabilirsiniz.
 
7. İkinci evim Teksas.
Çalışma dönemimin sonlarına doğru gezmeye Teksas’ın şehirlerinden başladım. Teksas’ın Başkenti Austin, Teksas’ın 2. en büyük şehri San Antonio, Teksas’ın küçük bir adası olan Galveston Adası.. Hepsi birbirinden güzel ve Teksas kültürünü derinlerine kadar yaşatan yerlerdi. 3 ay Teksas’ta kaldıktan sonra, Teksas’ın her yeri benim için İstanbul gibiydi.
Teksas’ta WAT yapmak konusunda şüpheleriniz varsa başka bir yazarın hazırladığı Work&Travel’ı Texas’ta Yapmanız için 8 Önemli Neden! ve Texas’ta Work And Travel Yapmanın 6 Dezavantajı galerilerinden kendinizce değerlendirme yapabilirsiniz.
 
8. İşte ilk Travel durağım; Kaliforniya - San Diego
Travel döneminde ilk durağım Kaliforniya’da San Diego’ydu. Güzel sahili, okyanusu, sörf yapan, sahil kenarında köpekleriyle koşan, spor yapan insanlarıyla, kafeleriyle Pacific Beach çok güzel bir yerdi. San Dieoga’da en çok etkilendiğim ve mutlu olduğum yer La Jolla Koyunda bulunan fok balıklarıydı. Hayvanları çok sevdiğim için, böyle bir hayvana kendi doğasında bu kadar yakın olmak ve onlarla fotoğraf çekebilmek benim için çok özeldi.
 
9. Hollywood: Bir günlük kendinizi ünlü hissedin!
Yıldızlar üstünde yürüdüğünüz, kendinizi bir günlük ünlü hissettiğiniz, her yeri hareketli olan, meşhur Hollywood Bulvarı. Çocukluğumdan beri izlediğim tüm filmlerin çekildiği yerleri, yüzümde gülücüklerle ve hayranlıkla gezdiğim Universal Studios
Güzel sokakları, yan yana pahalı mağazaları, kafeleriyle ve güzel evleriyle sizi büyüleyen Beverly Hills. Ve o devasa boyutta ki, filmlerde gördüğümüz, dağın üstünde yazan HOLLYWOOD simgesini canlı olarak görmek benim için harika bir duyguydu.
 
10. Los Angeles: Bir hayalim daha gerçek oldu!
Melekler şehri Los Angeles, sokaklarıyla ve binalarıyla bana İstanbul’u anımsatmıştı. Kaliforniya’nın her şehri gibi burası da çok güzeldi. Ama benim için Los Angeles çok istediğim bir hayalimi gerçekleştirmemi sağladı ve Dodger Stadyumunda Beyonce konserine gittim. İnanılmaz atmosferiyle, en sevdiğim sanatçının konserine gitmek hayatımın en özel anlarından biriydi.
 
11. Huzur dolu şehir: Santa Monica
Los Angeles’ın kıyısında, ilk bakışta deniz üstünde bulunan lunaparkıyla beni büyülemişti. Santa Monica, sokak müzisyenleri, ilginç gösterileri, upuzun güzel sahili ve kalabalığıyla insana huzur ve neşe veriyordu. Aynı zamanda oynayanlar bilir, GTA 5 oyunu Santa Monica’da geçiyordu. Oyun dışında, gerçek hayatta da oralarda gezmek ve her şeyin oyunla birebir olması bana oyunun içindeymiş gibi hissettirmişti 
 
Dar gelirli öğrenciler devlet yurtlarında ücretsiz barınabilmektedir.