Chicago, benim gibi her gittiği şehirde deniz, göl vb arayan birilerinin kesinlikle görmesi gereken bir şehir. Göle nazır olan şehir merkezinde gökdelenlerin ve renkli sokakların bulunduğu hayran kaldığım şehir!

 

1. Büyüleneceğiniz muhteşem Chicago manzarası.

Chicago’ya gitmeye izin günümde karar vermiştim. Çalıştığım yer olan Wisconsin Dells’e araba ile yaklaşık 3 saat uzaklıktaydı. Arkadaşlarımla hemen bir araba kiralayıp yola koyulduk. Beni bu kadar büyüleyeceğini tahmin etmiyordum. Chicago manzarasını bir de akşam görelim dedik ve Skydeck’te 103. kata çıktık.

 

2. Saatlerce, bıkmadan seyredebileceğiniz bir manzara düşünün.

Chicago Riverwalk’da, Chicago’ya hayran kalmanız için yüzlerce nedenden sadece bir tanesi.

 

3. Sıradaki durak: Millenium Park

İngiliz bir sanatçının dev bir fasulye şeklindeki Çelik heykeli (The Giant Bean) şehrin ortasında tüm turistlerin ilgi odağıydı. Haliyle bizim de..

 

4. Towerların arasında gezerken "köyden şehre geldim" hissiyatına kapılmanız olası.

Towerları hayranlıkla seyrederken kaybolabilmek çok kolay! Kendimizi kaybedip şehri dolaşmaya başladığımızda park yerini unutup belki 2 saatten de fazla bir süre arabamızı aramıştık. Daha fazla yürümeye halimiz olmadığı anlarda ise kendimizi “Şu an Chicago’dasın, kaybolduğun yer CHICAGO!” diyerek teselli ediyorduk. Bunun sebebi şehrin kendini bize aşık ettirmesiydi.

Kendi kendime söz verdim. Her ne zaman Amerika’ya gelebilme fırsatım olursa ilk rotam her zaman Chicago olacak 

 

Dil eğitimine giden dar gelirli öğrenciler yurtlarda ücretsiz barınabilmektedir.