Uzaktan Eğitimde Sosyal ve Duygusal Öğrenme Nasıl Gerçekleşebilir?
20.01.2021
Milyonlarca öğrenci, koronavirüsün yayılmasını engellemek amacıyla belirsiz süreyle kapatılan okullarının eğitim ve günlük hayatlarında yarattığı ani ve büyük değişikliklerle baş etmeye çalışıyor.
Kendilerini ve sevdiklerini hasta edebilecek pandemi korkusuyla birlikte öğrencilerin, muhtemelen okul yılının sonuna ve hatta ötesine uzanacak bu yeni gerçekliğe ayak uydurmak için güçlü baş etme becerilerine her zamankinden daha çok ihtiyacı var.
Ancak, mevcut derslerini uzaktan öğretmenin yollarını bulmaya çalışan öğretmenlerin sosyal ve duygusal öğrenmeye odaklanması gerçekten gerekli mi?
Öyle olsa bile, eğitimciler sınıfta birlikte olamadıkları öğrencilerinin sosyal ve duygusal becerilerini geliştirmeye nasıl devam edebilirler?
Yale Üniversitesi’nde profesör ve üniversitenin Duygusal Zeka Merkezi’nde yönetici olan Marc Brackett, ilk soruya “evet” cevabını veriyor. Sosyal ve duygusal öğrenmenin bu zor zamanda anksiyeteyi yönetmek için kritik bir öneme sahip olduğunu belirtiyor.
Brackett sözlerine şöyle devam ediyor: “Geleceğinizin kontrolünün elinizde olmadığı düşüncesi veya yaşadığınız belirsizlik hissiyle nasıl başa çıkacağınızı bilmiyorsanız, beyniniz sürekli ‘savaş ya da kaç’ modunda olacaktır. Ve eğer beynimiz savaş ya da kaç tepkisi veriyorsa, öğrenmeye elverişli değildir.”
Sosyal ve duygusal becerilerin uzaktan nasıl öğretileceği hakkındaki ikinci soruyu cevaplamak için, uzmanlarla konuşarak sosyal ve duygusal becerilerin neleri kapsadığını ve öğretmenlerin bu eğitimi öğrencilerinden uzak bir şekilde nasıl gerçekleştirebileceklerini araştırdık.
Öğretmenlerin Yapabileceği Basit Şeyler
Brackett, başlangıç için “psikolojik mesafe” olarak adlandırdığı tekniğin denenebileceğini söylüyor.
Öğretmenler, öğrencilerini kendileri hakkında düşünmeyi bırakmaya ve bunun yerine şu soruyu sormaya teşvik edebilirler: “Arkadaşlarımdan biri bana koronavirüs konusunda çok endişelendiğini söylese ona destek olmak için ne yapardım? Ona ne söylerdim?”
“Bu soru sayesinde kendileri için kullanmadıkları, ancak başka birine destek olmak için uyguladıkları yöntemler hakkında düşünmeye başlarlar,” diyor Brackett.
Bu soru sayesinde öğrenciler kendi içlerinde – bilinçli veya bilinçsiz – neler konuştuklarını incelemeliler ve bu kendi kendine konuşmaların yardımcı olup olmadığı üzerine düşünmeliler.
“Bu egzersiz, sürekli kafalarında bunu düşünüp durmak yerine bununla ilgili bir şey yapmaları anlamına geliyor,” diye ekliyor Brackett.
Amerika’da sosyal ve duygusal öğrenmenin öncü kurumu CASEL’de (Collaborative of Academic and Social Emotional Learning) üst düzey yönetici olan Karen VanAusdal, birçok eğitimcinin sosyal ve duygusal becerileri uzaktan derslerinde öğretmek ve aşılamak için farklı taktikler denediğini söylüyor.
VanAusdal, “Günlük notlar göndermek veya bazı öğretmenler zaten yaptığı gibi topluluk bilincine katkı sağlayan ve öğrencilerle genel durumlarıyla ilgili konuşmanıza imkan tanıyan çember saatleri/sabah çemberleri düzenlemek gibi basit şeyler yapılabilir,” diyor. Bazı öğretmenlerin yaşı daha küçük öğrencilerine sanal ortamdan kitap okuduklarını ve ardından kitaptaki karakterlerin sosyal duygusal ve becerilerine yoğunlaştıklarını da ekliyor.
Daha büyük öğrenciler için VanAusdal, öğretmenlere öğrencilerden bu süreçte liderlerde gördükleri sosyal ve duygusal becerileri incelemelerini ve bu niteliklerin kriz döneminde ülkelerine nasıl yardımcı olduğu üzerine düşünmelerini talep etmeyi öneriyor.
Eğitimcilerin vurgulaması ve çocuklarda geliştirmesi gereken sosyal ve duygusal becerilerin arasında öz farkındalık, öz yönetim, sosyal farkındalık ve sorumlu karar alma süreci yer alıyor, diye belirtiyor VanAusdal.
Çocuklara Riski Azaltabileceklerini Göstermek
Virginia Üniversitesi’nde gelişimsel psikolog ve profesör olarak görev yapan Catherine Bradshaw, bu becerilerin ne zaman gerekli olacağına dair örnekler veriyor.
“Virüsün çocuklara bulaşma riski daha düşük olabilir, ancak kendileri hastalığa yakalanmasalar bile diğer insanları risk altında bırakmamak için sık sık ellerini yıkamaları gerektiğinin farkında olmalılar,” diyor Bradshaw.
“Bu durum, eylemlerinin ve seçimlerinin diğer insanları nasıl etkilediğini anlamaları adına net bir fırsat teşkil ediyor.”
VanAusdal, derslerin sınıf duvarlarının çok ötesine taşındığı bu dönemde, gelenekleri sürdürmenin ve destekleyici ortamlar oluşturmanın önemine de dikkat çekiyor.
Ritüellerinize devam etmeniz çok önemli,” diyor. “Öğrencilerinizle sınıfta yaptığınız ders dışı etkinlikleri mümkün olduğunca sürdürmeye çalışın.”
VanAusdal, destek mesajları içeren videolar çekerek bunları öğrencileriyle paylaşan birçok müdür ve öğretmen gördüğünü söylüyor.
Bu yöntem, evinde bilgisayarı veya internet erişimi olmadığı için bağlanma sorunu yaşayan öğrencilere ulaşmanın etkili yolları arasında.
“Öğrencilerin internetleri olmasa bile bir cep telefonuna erişimleri olduğunu fark ettik ve bu da video mesajları görmeleri için yeterli,” diyor.
Bazı sosyal ve duygusal öğrenme kaynaklarının öğrencilerin kendi başlarına çalışmaları için elverişli olduğunu ve öğretmen ya da ebeveyn gözetimi gerektirmediğini de ekliyor.
Öğrencilerin, çoğunluğunu kendi başlarına yapabilecekleri başka egzersizler de mevcut. Basit nefes egzersizleri oldukça faydalı. Günlük tutmak da öyle. Öğretmenler öğrencileri bu konuda yönlendirebilir.
Bradshaw, “Günlükler duyguları ifade etmeye yardımcı olur, ayrıca çocukların büyüdükleri zaman dönüp bakacakları ilginç bir esere dönüşür,” diyor.
Öğrencilerle dünyada neler olup bittiğini konuşmanın önemli olduğunu, ancak onları pandemiyle alakalı çok fazla bilgiyle bunaltmamanın da gerekli olduğunu belirtiyor Bradshaw.
Öğretmenlerin bu konuda duyarlı davranmaları gerektiğini söylüyor ve ebeveynleri de televizyonu tüm gün açık bırakmamaları konusunda uyarıyor.
Eğitimcilerin daha önce karşılaşmadığımız bir durumla karşı karşıya olduğumuzun ve insanları salgınla mücadeleye duygusal olarak hazırlayacak bir şeyin olmadığının farkına varmaları çok önemli, diye ekliyor Bradshaw.
Hem çocuklar hem yetişkinler, zor zamanları atlatmak için sosyal bağlara güvenirler. Ancak bu ihtiyaç sosyal mesafe döneminde sekteye uğradı.
Bradshaw, “Bu yüzden içinde bulunduğumuz durumda stresi yönetmek için daha az araca sahibiz,” diye belirtiyor.
Devlet yurtlarında kalan öğrenciler belirli günlerde sosyal iletişim konulu konferanslara katılabilmektedir.
Benzer Yazılar