Öğrenciler Yaz Tatilini Nasıl Değerlendirmeli?

21.01.2021
Blog Başlık
Öğrenciler Yaz tatilini Nasıl Değerlendirmeli?
 
Yaz tatili öğrenciler ve öğretmenlerin dinlenmesi için bir fırsat oluştururken okulların eksiklerini gidermesi için de önemlidir. Yaz tatili tüm ülkelerde uygulanmakla beraber tatil süresi farklılık göstermektedir.  Ülkemizde öğrenciler üç ay yaz tatili yapmaktadır. (Bilinenin aksine öğretmenler üç değil iki ay tatil yapmaktadır.) Aşağıdaki tabloda bazı Avrupa ülkeleri ve yaz tatili süreleri verilmiştir.
 
Bazı Avrupa ülkelerinde yaz tatili kısa olsa da eğitime ayrılan zaman daha uzun olmayıp sadece tatiller farklı zamanlara yayılmıştır
 
Kısalan yaz tatili ile öğretim süresi uzun tutulmamış (İngiltere 178, Portekiz 184 gün gibi), iki ara tatile dağıtılmıştır. Ayrıca, Avrupa ülkelerinde uygulanan Noel ve Paskalya tatilleri ile yaz tatili süresinin kısa olmasına rağmen ders yılı süresi uzamamıştır. Diğer bir ifadeyle, daha kısa yaz tatili ve ders yılına yayılmış daha fazla ve daha kısa ara tatiller vardır. Ülkemizde ise öğretim yılında iki dönem, iki haftalık bir ara tatil ve yaklaşık üç aydan oluşan yaz tatili vardır. *(Mili Eğitim Dergisi)
 
Tatil Süresi Neden Önemli?
 
Yaz tatilinin öğrenci öğrenmesi üzerindeki etkileri, 1906’dan beri araştırma konusu olmuştur (Fairchild ve Boulay, 2002, 4). Eğitimciler ve aileler, sık sık öğrenci öğrenmeleri üzerine yaz tatilinin muhtemel olumsuz etkileri hakkındaki üç kaygılarını dile getirirler. Birincisi, öğrenme yetersizliği olan öğrencilerin sürekli öğrenime ihtiyaç duyduklarından uzun yaz molası, bu tür çocukların öğrenimine olumsuz bir etkiye sahip olması. İkincisi, üst sosyo ekonomik düzey öğrencilerinin yaz aylarından sonra hem ilave okul ilişkili öğrenme veya daha düşük unutma seviyeleri sonucu onların daha az avantajlı akranlarına göre okullar açıldığında hayli eğitimsel avantajla okula dönebilmeleridir. Sonuncusu, uzun yaz tatilinin öğrenmenin ritmini bozması, unutmaya sebep olması ve öğrenciler sonbaharda okula geri döndüklerinde materyal tekrarının gerekmesidir. Öğretmenler, ders yılının başladığı sonbahar döneminin ilk haftalarını bir önceki yılın konularını tekrar etmeye ve gözden geçirmeye harcarlar ki bu, zamanın yeni öğretime harcanmamasıdır. Öğretmenler, özellikle daha az yetenekli ve öğrenmeyi anlamada dezavantajlı olan öğrenciler için yaz tatili öğrenme kaybının çok doğru bir olgu olduğunun farkındadırlar (Cooper, 2003, 1; Davies ve Kerry, 1999, 362)*(Milli Eğitim Dergisi)
 
Öğrencinin ders yılı boyunca öğrendiği bilgiler uzun yaz tatili boyunca unutulmaktadır. Çok iyi öğrenilmeyen ve tekrar yapılmayan bilgiler çok kısa süre sonra bile unutulur. Bence daha da önemlisi ise yanlış geçirilen yaz tatilinin “beyin” için de olumsuz olmasıdır. Beynimiz de kaslarımız gibidir, çalıştıkça daha güçlü ve verimli olur. Özellikle çocukluk ve ergenlik dönemlerinde beyin ne kadar aktif olursa o kadar gelişecektir. Beyinlerinin  aktif olması beyni kullanma kapasitelerini olumlu etkileyecektir. Yapılan bir çok araştırma gösteriyor ki zeka genetik ve çevresel faktörlere bağlı. Doğru düzenlenmiş çevresel faktörler ile zekâ puanını artırmak mümkün.
 
Öğrenciler yaz tatilinde tabi ki dinlenmelidir. Fakat yaz tatili demek saatlerce TV izlemek, bilgisayar oyunları oynamak anlamına gelmemelidir. Birçok veli okul zamanında TV ve bilgisayar kullanımına sınır koymakta, yaz tatilinde ise sınırlar kaldırılmaktadır. Tatil boyunca TV ve bilgisayar oyunları için daha fazla süre verilebilir fakat kesinlikle bir sınır olmalı, bu süre çocuğun inisiyatifine bırakılmamalı. TV ve bilgisayar oyunlarının diğer zararlarını bir kenara bırakırsak beyin gelişimine de olumsuz etkisi vardır. TV izlerken ve çocukların sürekli oynadıkları bilgisayar oyunlarında beyinleri pasif durumdadır. “İşlemeyen demir pas tutar.” atasözü beynimiz için de geçerlidir. Beynimizi kullanmazsak körelmektedir.
 
Bu durum sadece çocuklar için değil yetişkinler için de geçerlidir, fakat çocukların beyin gelişimleri daha hızlı olduğu için çocuklar daha fazla etkilenmektedir. Hatta çağımızın en sıkıntılı hastalıklarından olan Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azaltmak için; yabancı dil öğrenmek, bulmaca çözmek, kitap okumak gibi beyni aktif tutan aktiviteler önerilmektedir.  Sürekli yaptığımız işler (TV izlemek, sohbet etmek, bisiklet sürmek, yemek yapmak v.b.) beynimizi geliştirmez, çünkü bu işleri beynimiz düşünmeden yapabilir. Araba sürmeyi yeni öğrenen birisinin beyni aktiftir. Kişi yaptığı her hareketi düşünerek yapar ve beyinde yeni nöron bağlantıları oluşur. Araba sürme konusunda ustalaştığınızda ise araba sürme işini beyin otomatik olarak yapar ve beyin pasiftir. Bu nedenle sohbet ederken, tam dikkatinizi vermeden de araba kullanabilirsiniz fakat bir şeyler ters gittiğinde -yola köpek çıkması gibi-otomatik pilottan çıkıp dikkatinizi vermeniz gerekir. Çocuklarımızın beden sağlığı ve psikolojilerine verdiğimiz önemi beyin gelişimleri için de vermeliyiz. Sonuçta bizim en önemli hazinemiz çocuklarımız, çocuklarımızın en önemli hazinesi ise beyinleri.
 
Tatilde Ne Yapsınlar?
 
Tatilde çocuklarımız öncelikle dinlenmeli ve beyinlerini, bedenlerini ve psikolojilerine iyi gelecek faaliyetlerde bulunmalılar. Bunlar;
 
-Tüm öğrenciler kitap okumalı. Geleceğe, sınavlara ve beyinlerine yapabilecekleri en iyi yatırım olacaktır.
-Spor, sanat, sosyal faaliyetlere katılsınlar. Bu demek değil ki kurstan kursa koşsunlar.
-TV ve bilgisayar oyunlarına sınır konulmalı.
-Yoğun olmamakla birlikte ders tekrarı yapılabilir.
-Klasik testlerden çözmek yerine mantık muhakeme gücünü artıracak testler çözmeleri daha faydalı olacaktır.
-Birlikte zeka oyunları (Ben oynuyorum bazıları çok eğlenceli) oynayın, eğlenceli ve faydalı. (Abbalone, Mangala, Paradux, Reversi, Pentagon, Koridor v.b.)
 
Yaz tatiline ayrılan öğrenciler yurtları tamamen boşaltmaktadır.