Ebeveynlerin Özgüven Yanılgısı

20.01.2021
Blog Başlık
Ebeveyn olarak çocuklarımıza karşı sorumluluklarımızdan birisi de, çocuğumuzu özgüvenli bir birey olarak yetiştirmek. Son yıllarda çocukların özgüven konusu sıkça gündeme geliyor. Özgüveni doğru anlamak ve çocukları doğru yetiştirmek çok önemli. Özgüvenlerini yükseltmek niyetiyle sergilenen yanlış tutumlar çocukların gerçek özgüvenini artırmadığı gibi bazı olumsuz sonuçlara neden olabiliyor.
 
Özgüven Nedir, Nasıl Geliştirilir?
 
Özgüven; bireyin kendisi ile barışık olması, yetenekleri ve duygularını tanıması, kendi kararlarını alabilmesi, kendine güvenmesi olarak tanımlanabilir. Kısacası benlik algımızla ilgilidir. Sağlıklı bir özgüven faydalıdır, işte ve hayatta da başarılı ve mutlu olmanızı kolaylaştırır.
Amacımız kendine güvenen, eleştirileri sırtlayabilen, sorumluluk sahibi, kendi kararlarını alabilen, nesiller yetiştirmekti ama olmadı maalesef.   Çocuklarımıza net sınırlar koymadık, olumsuz davranışlarına –henüz çok küçük büyünce düzelir diye- göz yumduk.  Hatalarını görmezden geldik, başarısızlık yaşamalarına izin vermedik, küçük başarıları için bile büyük kutlamalar yaptık. Ana sınıfından itibaren lüks mezuniyet törenleri düzenledik. Çocuklar ilkokulu bitirmeden lüks otellerde 2-3 defa mezuniyet törenine katıldılar.
 
Özgüvenleri sarsılmasın diye sorumluluk vermedik olur da yapamazsa üzülür diye. Öğretmenlerden sınavlarda kolay sormalarını istedik yüksek not alsınlar ki özgüvenleri artsın diye. Hatta ödevlerini bile biz yaptık, yorulmasınlar, üzülmesinler diye. Kararları onlara bıraktık, istediği zaman TV izledi, istediğinde bilgisayarla oynadı,  seçimlerine karışmadık çünkü kendisi seçim yaparsa özgüveni artacaktı.
Kısacası sınır koymadık, sorumluluk vermedik, zorlamadık, yormadık, bir dediğini iki etmedik.
Tabi ki iyi niyetle yaptık tüm bunları. Çocuğumuzu çok sevdiğimiz için, mutlu olsunlar diye. Kısa bir süreliğine mutlu da oldular belki. Birçok şeye kolay ulaştılar, kolay ulaştıkları için kolay da harcadılar. Fakat bir şeyler yanlış gidiyordu. Onları hayata hazırlamayı unutmuştuk.
 
Peki özgüven sahibi ve mutlu oldular mı? Maalesef sağlıklı bir özgüvenleri yok, mutlu da değiller. Sağlıklı bir özgüvende birey kendi sever ama sadece kendini değil diğer insanları da sever. Kendisine saygı duyar ama sadece kendisine değil. Kendi sınırlarını bilir, sorumluluklarını alır. Başkalarının düşüncelerini, fikirlerini dinler, anlamaya çalışır. Doğruysa dikkate alır.
Oysa şimdi çocuklarımızın özgüvenleri yok ama özgüvenlerini varmış gibi davranıyorlar. Sadece kendi fikirlerini önemsiyorlar, 6 yaşındaki çocuk bile annesine sen bana karışamazsın diye bağırıyor. Ben büyüdüm, ben özgürüm, ben istediğimi yaparım naraları atıyor. Rahat yaşamak istiyorlar ama sorumluluk almak, mücadele etmek, çalışmak istemiyorlar. Hatta öz güvenleri o kadar fazla ki(!) ebeveynlerinin konuşmasını, kılık kıyafetini beğenmiyorlar, geri kafalılıkla suçluyorlar.
Çocukluk yılları çok önemlidir. Mutlu bir çocukluk geçirmeleri de önemlidir. Her istediklerini, yapmadan, sınır koyarak, sorumluluk vererek de mutlu olmalarını sağlayabiliriz ve onları aynı zamanda hayata da hazırlamış oluruz.
 
Yatılı okullarda okuyan öğrenciler kendilerine tahsis edilen yurtlarda kalmaktadır.