Dünya ve Evren nasıl yok olacak ?
Dünya da Güneş de bir gün ölümü tadacaktır. Fakat iki gök cisminin de ölümüne 6 milyar yıl var. Bu sebeple çalışmaya, faturalarınızı ödemeye ve daha az endişe duymaya devam edebilirsiniz.
Peki evren nasıl yok olacak? Bazı bilim insanlarına göre evrenin sonunu sıcaklık getirecek.Buna göre evrendeki nesneler arasındaki ısı sıfır olacak ve ısı farkı sebebiyle tüm sistem çalışmayı durduracak.Böylece evren intihar edecek. Evrendeki ısı -273.15 C olacak.
Evrenin nasıl yok olacağına dair bir başka iddia ise Büyük Çöküş. Bu teoriye göre evren genişleyebileceği maksimum sınıra erişecek ve ardından çökmeye başlayacak.
Bir diğer teori ise Büyük Değişim. Bu teoriye göre de Karanlık Enerji, evreni tüketmeye başlayacak ve evren moleküler seviyeye dönüşecek. Küçülen evren atomların dahi var olamayacağı nokta haline gelecek.
Bilim insanlarına göre evren dört şekilde son bulabilir: büyük donma, büyük çökme, büyük değişim, büyük parçalanma.
Bilim insanları 6 milyar yıl sonra Dünya’nın muhtemelen yok olacağına inanıyor. Güneş sönerken kızıl bir deve dönüşüp gezegenimizi yutunca…
Oysa Dünya, güneş sistemindeki gezegenlerden sadece biri ve Güneş, galaksideki milyarlarca yıldızdan biri ve evrenin sadece görebildiğimiz kısmında yüz milyarlarca galaksi var. Onların sonu nasıl olacak? Evren nasıl sona erecek? Bu konuda daha az fikir birliği var. Hatta evrenin ani ve kesin bir sonu olacak mı yoksa yavaş yavaş mı kaybolacak onu da bilmiyoruz. Mevcut fizik bilgimiz evrenin altüst oluşuna dair birkaç senaryo sunuyor.
1- Büyük Donma
Evrenin sonu ile ilgili ilk ipucu termodinamiğe, yani ısı devinim bilimine dayanıyor.
Fakat evrenin ısıya dayalı ölümünden ateşte yanıp kavrulma anlaşılmamalı. Tersine ısı farklarının ölümü olarak düşünülmeli. Örneğin arabanın çalışması için motorun içinin dışından daha sıcak olması gerekir. Yediğimiz besinler güneş ile evrenin diğer kısımları arasındaki büyük ısı farkı nedeniyle vardırlar.Fakat evrende ısı ölümü baş gösterdiğinde her yerde her şey aynı ısıda olacaktır. Her yıldız ölecek, her madde çürüyecek, geriye parçacıklardan ve radyasyondan oluşan seyrek bir karmaşa kalacaktır.
Hatta bu karmaşanın enerjisi de evrenin genişlemesi nedeniyle zamanla son bulacak, her şey hemen hemen sıfıra indirgenmiş olacaktır. Bu ‘Büyük Donma’ sonunda evren, her yanı soğumuş, ölü ve boş bir hale gelecektir. 1800’lerde termodinamik bilimi geliştikten sonra, evrenin ancak bu şekilde sona ereceği düşünülüyordu. Fakat 100 yıl önce Albert Einstein’in geliştirdiği genelizafiyet teorisi evren için daha kötü bir son öngörüyordu. Genel izafiyet, madde ve enerjinin uzayı ve zamanı yamultup çarpıttığını ifade ediyor. Uzay-zaman ve madde-enerji arasındaki bu ilişki tüm evren için geçerlidir. Einstein’a göre evrendeki maddeler evrenin nihai kaderini belirleyecektir.
2- Büyük Çöküş
Bu teoriye göre evren bir bütün olarak ya genişliyor ya da daralıyordur; aynı büyüklükte kalamaz. 1917’de bu sonuca varan Einstein kendi teorisine inanmakta zorluk çekiyordu.
1929’da Amerikan gökbilimci Edwin Hubble evrenin genişlediğine dair delilleri ortaya koydu. Eğer evren genişliyorsa bir zamanlar şimdikinden daha küçük olmalıydı. Buna dayanarak Büyük Patlama teorisi ortaya sürüldü: bir zamanlar inanılmaz küçük olan evren kısa sürede genişlemişti. Bu Büyük Patlama’dan geriye kalan parıltıyı bugün bile kozmik mikrodalga arka plan radyasyonda, gökyüzünde her yönde görülen radyo dalgalarında görebiliriz.
O halde evrenin sonu basit bir soruya bağlı: Evren genişlemeye devam edecek ve bu genişleme ne hızda olacak? Madde ve ışık gibi normal şeyler içeren bir evren için bu sorunun yanıtı ne kadar şey olduğuna bağlı. Daha fazla şey daha fazla yerçekimi demektir ki bu da şeyleri birbirine doğru çekerek genişlemeyi yavaşlatır. Bu şeylerin miktarı kritik eşiği geçmediği sürece evren sonsuza kadar genişlemeye devam edecek ve sonunda ısı ölümüyle donma noktasına gelip yok olacaktır.Fakat çok şey varsa evrende genişleme yavaşlayacak ve son bulacaktır. Sonra evren giderek küçülmeye başlayacak, ısınacak, yoğunlaşacak ve içine çökecek, yani Büyük Patlamanın tersine Büyük Çöküş yaşanacaktır.
20. yüzyılın büyük bölümünde astrofizikçiler bu senaryoların hangisinin gerçekleşebileceği konusunda emin değildi. Bunun için uzayda ne kadar şey olduğunu tespit etmeye çalıştılar. O kritik eşiğe çok yakın olduğumuz sonucuna vardılar. Yani evrenin sonu belirsizliğini koruyordu. Fakat 20. yüzyıl sonunda durum değişti. 1998’de birbiriyle rekabet halinde olan iki ayrı astrofizikçi ekibi şaşırtıcı bir duyuruda bulundu: evrenin genişlemesi hızlanıyordu. Normal madde ve enerji evrenin bu şekilde davranmasına yol açmazdı. Bu “karanlık enerji” olarak ifade edilen yeni bir enerji türünün varlığını haber veriyordu. Karanlık enerji evreni genişletiyordu. Onun ne olduğu konusunda henüz fazla bir şey bilmiyoruz ama evrendeki enerjinin yüzde 70’inin karanlık enerji olduğu ve bu oranın giderek arttığı düşünülüyor.
Karanlık enerjinin varlığı, evrendeki şeylerin miktarının onun nihai kaderini belirlemeyeceğini gösteriyordu. Tersine evreni bu karanlık enerji kontrol ediyor, onun genişlemesini sürekli hızlandırıyordu. Bu ise Büyük Çöküş senaryosunu devre dışı bırakıyordu. Fakat bu Büyük Donmanın kaçınılmaz olması anlamına da gelmiyor. Başka olasılıklar da mümkün.
Üniversiteyi kazanan öğrenciler Kredi Yurtlar Kurumuna başvurabilecektir.