Çılgın Türk’ün Work and Travel ve Erasmus Maceraları
14.01.2021
Herkese merhabalar.
Bu yazıya başlamadan önce etrafımdan gözlemlediğim kadarıyla toplumca bir yurtdışına çıkış korkumuz var. Bende bu sıkıntıyı yaşayan arkadaşlarımın önyargılarını kırmak için başıma gelen kötü tecrübelerimi yazıp nasıl sonuçlandığını belirtmek istedim.
Peki ben ne gibi sıkıntılar yaşadım. En önemli olarak beni en çok etkileyen Polonya’da pasaportumu kaybetmiş olmam, Amerika’da rakun saldırısına uğradım ve hastaneye gitmek zorunda kaldım, Ukrayna’da polis memurunu başka bir polise rüşvet istediği için şikayet ettim, ev sahibimin yabancıyım diye hakkımı yemesi ve izinsiz şekilde evime girip eşyalarıma el koyması sonucu mahkemelik olmam, karakol ve trafik cezaları & kazalarıyla alakalı tecrübelerimden bahsedeceğim.
1. Yurtdışı tecrübelerim ve yaşadığım sıkıntılar.
Size ilk olarak kendimden biraz bahsetmek istiyorum. Yaklaşık 6-7 sezon olmak üzere turizm sektöründe otellerde animatör olarak çalıştım. Bu senelerde Rusça diline sempati duydum ve akıbetinde de Rusya‘ya gitmeye karar verdim. Rusya’da yaklaşık 4 ay kaldım. 2014 senesinde Erasmus öğrenim hareketliliği hakkı kazandım ve Polonya’da Erasmus yaptım. ”Yurtdışını görmüş birisini, ülke sınırları içerisinde devamlı tutmak imkansızdır. Çünkü hastalık gibidir gezmek, görmek, eğlenmek ve öğrenmek.” Tabi sonrasında bende durmadım her fırsatta yurtdışına çıktım. Akıbetinde de katıldığım Work and Travel programından Amerika tecrübemi de edinip geçtiğimiz günlerde ülkeye geri dönüş yaptım.
2. Pasaport kaybetmem ve konsolosluk-karakol sorunsalı.
Yurtdışında başınıza gelebilecek en kötü şeylerden biridir kuşkusuz pasaportunuzu kaybetmek. İlk olarak Konsolosluğun yanında soluğu aldım tabi ki. Konsolosluk bir süre beklememi bulan/çalan kişinin pasaportu konsolosluk adresine geri gönderebileceğini söyledi. Daha sonrasında ses çıkmayınca bana karakoldan polis raporu almam gerektiğini söylediler. Karakola gittiğimde ise pasaport kayıp işleriyle alakalı onların bir sorumluluğu olmadığını ve konsolosluğun görevi olduğunu söylediler. Gel zaman git zaman ben konsolosluk ve Varşova’daki emniyetler arasında mekik dokudum. Bu süreç içerisinde Polonyalı arkadaşlarım da ben yardım istemediğim halde beni hiç yalnız bırakmadılar. Sıcakkanlılar biliyorlar, durumu herkes elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyor zaten.
Sonradan tecrübe ettiğim şey ise karakollar pasaportun kaybolmasıyla ilgilenmiyormuş. Sadece çalınma durumunda polis raporu veriyorlarmış. Yani pasaportunuzu kaybederseniz aklınızdan hikaye yazıp çalındı gibisinden ifade verin. İfadeyi İngilizce, Lehçe veya Türkçe alabileceklerimi söylediler. Türkçe ifade için yeminli tercüman bekleyebileceğimi söylediler. Beklememek için İngilizce vermeyi tercih ettim. Aklımdan uydurduğum hikayeme tercüman ve polis memuru arkadaşlar da kurgulamamda yardımcı oldu. Rahat bir ortam vardı yani. Hatta Robot resim bile çizdirdim. Tipik bir Polonya erkeği 1.80 boylarında kısa ve kahverengi saçlı, tüysüz sakalsız bir abimizi tarif ettim. Polis memuru da bana bakarak tarif ediyorsun ayıp ediyorsun diyerek takılmıştı 😀 Karakoldan aldığım belgeyle yeni pasaportuma başvurdum. Gelmesi 2 hafta sürdü. Vizesiz şekilde geldi; aktarmalı uçuş yapamayacağımı, doğrudan Türkiye’ye giriş yapabileceğimi söylediler. Kaybolan pasaportumdaki süreyle aynı süreye sahipti yeni pasaportum ve sadece yeni defter parası ödedim (87.5 TL).
3. Hastane ve dişci tecrübem.
Work and Travel programında National Parklar tahmin ettiğiniz üzere ünlüdür. Bende Grand Teton National Park‘ında dağlık bir bölgede çalışıyordum. Ayı, Moose, Geyik, Rakun görmek çok normal bir duruma gelmişti. Bir gecede kaldığımız yerdeki çöpleri karıştırmak içeri giren bir Rakun kardeşimiz yanlışlıkla çıkış kapısını üzerine kapatmış ve sıkışmış kalmış koridorda. Bir sağ yana, bir sol yana korkuyla koşuştururken bende duştan çıkarken ayağıma çarptı. Tabi o anlık heyecanla birbirimizden kaçmaya çalışırken biz birbirimize iyice sarmaş dolaş dolandık 😀 Sonra o kapıya doğru, bende ondan uzağa doğru kaçtım. Neyse ki ona kapıyı açıp çıkmasını sağladım. Sonradan ayağımda rakunla birbirimizden kaçma mücadelesinden kalan bir tırnak izi buldum. Saat gece 3’tü ve iş esnasında gerçekleşmemesine rağmen iş yerim beni kontrol amaçlı hastaneye götürdü ve sponsorumdan aileme kadar herkese gerekli bilgilendirme yapıldı. Özel Klinikte alınan testler sonrasında herhangi bir kuduz tehditinin bulunmadığını ve sorun olmadığını söylediler ve masraflarım kendi bölgelerinde gerçekleştiği için iş yerim tarafından karşılandı. (Rakunla ilgili video elimde mevcuttur 🙂 iletişim sağlayıp merak edenlere videoyu paylaşabilirim.)
Birde diş maceram var tabi, 20lik dişim çok ağrıyordu ve çalışmamı engelliyordu. Acısına dayanamadım. Bildiğiniz üzere saglık sigortaları dişi kapsamıyor ve diş masrafları gerçekten el yakıyor. Etrafımdan araştırdığım kadarıyla 800-900 dolar kadar kafamda bir ücret belirmişti. Dişçiye gittiğimde 250 dolar duydum ve şu anda ne kadar içim yansa da o zaman bu haber beni mutlu etmişti. Pazarlık yaptım, 180 dolara anlaştık. İlaçlarla beraber tüm masrafları bana 250 doları buldu. İlaçlarla alakalı sağlık sigortam vardı fakat %85’ini karşılıyordu %15 bana 65 dolara falan gelmişti. Yani Work and Travel yapacak arkadaşlarım için sağlık sigortası konusuna çok dikkat etmesini tavsiye ederim. Neyse ki ben bu konuda şanslıydım.
Gerek hastaneye gittiğim gün, gerekse de dişci sonrası menejerlerim odama yemeğime kadar getirdi. Kendimi toparlamadan çalışmamı istemediler. Çok takdir ettim, minnettarım. Türkiye’de böyle ilgi alaka, insan hayatına değer görmedim.
4. Polonya'da ev sahibimle mahkemelik olmam.
Yazımı okuyan ve Erasmus yapmış arkadaşlarım bilecekler ki Avrupa’da kira sözleşmesi işi biraz farklı, herkesin imzasını gerektiren ve son ay/ilk ay kaldığın güne göre kira ayarlanan bir sistem mevcut(aylık değil günlük usulü hesaplanan). Ben Polonya’dayken 2 kere ev değiştirdim. (Konaklama ayarlamakla alakalı ciddi bir problem yaşamazsınız sadece öğrenci sayfalarını takip etmeniz yeterli olacaktır.) Kirayı her ayın 10’unda banka hesabından ev sahibimize ödüyorduk. Eve ilk girdiğimizde tarih 17 Mart’tı ve ev sahibimiz hesapların karışmaması için bizden 1 aylık kira almak istediğini söyledi ve fazladan ödediğimiz miktar için çıkarken 7 gün kira vermeden oturabilirsiniz diyerek hesaplaşacağımıza dair söz verdi. Kiraları ödememizde hiçbir sıkıntı yapmadık. Her kira günü eksiksiz kiralarımızı yatırdık. Hatta ev sahibi arada ziyaretimize geliyor güzel güzel sohbet de ediyorduk. Gel zaman git zaman 10 Mayıs günü son kirayı yatırdık ve ev sahibine son kez daha sorduk 30 günlük kirayı verdik fakat 7 günü unutmayalım dedik ve sorun olmuyacağını söyledi. Yani 17 Haziran’a kadar sözleşmiştik.
12 Haziran günü eve geldiğimde tüm evin dağıtıldığını arkadaşımın laptopunu benim de bir miktar paramın çalındığını farkettim. Buzdolabı üzerinde not bulduk ve 1 aylık kirayı yatırmazsak eşyalarımızı geri alamayacağımız yazıyordu. Anlam veremedik, davet ettik geldi, sözleşmeye bakarım ben dedi paramı verin veya eşyalarınızı unutun dedi. Benimde Türklük damarım tuttu tabi. Sonumuz karakolda bitti. Avukatı geldi gitti. Gerek avukatı, gerekse de Polonya polisi en ufak bir milliyetçilik yapmadı ve bizden yana taraf aldı. Banka hesapları kontrol edildi. Kanunlar anlatıldı falan falan. Sonuç olarak malzemelerimizi geri aldık. Aradaki tek pürüz adamı dövmüş olmamdan dolayı onun eline de koz geçmesiydi. Anlaşmak zorunda kaldık ve bende evden çıkmadım. 17 Haziran günü saat gece 23.55’e kadar. Tek sıkıntımız vermiş olduğumuz kaporayı alamadık(Yurtları tavsiye ederim o yüzden. Ciddi bir kapora sorunsalı var.). Fakat onun sebebi de bu işin peşine düşecek vaktimiz yoktu. Yoksa Avrupa’daki hakta, hukuk da adeletli. Başınıza bir şey gelirse nerede olursanız olun hakkınızı aramaktan çekinmeyin. Gerçekten ciddi şekilde hakkınız yenildiğini düşünüyorsanız bulunduğunuz devlette Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi‘ne dahilse ve çalışan devlet memuru, işletme sahibi veya yönetici kesime karşı sıkıntı yaşadıysanız bunu koz olarak kullanın. Çorap söküğü gibi çözülecektir.
5. Los Angeles'ta trafik kazası.
Araba kiraladığım zaman Los Angelas’ta önümüzdeki tırın kasasından arabamıza doğru yol malzemeleri düştü ve arabanın tamponunda hasar yaptı. Kiralama şirketi 570 dolar bize ücret cıkardı. ”Damage Waiver” diye yapmış olduğum tek sigorta, tüm hasarları karşıladı. Eğer arabayı çaldırmam diyorsanız, kaza için bu sigortayı öneririm.
Bonus : Yaya olarak yemiş olduğum trafik cezası var bir de. Avrupa’da toplu taşımalara binerken makinelerden bilet almayı unutmayın ve ışıklara/kurallara uyun. Bir gece yarısı trafikte kimse yokken etrafımda hiçbir araba gözükmezken kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçtim diye 350 zloty/300 TL’ye yakın bir trafik cezası almıştım.
6. Pişman mıyım? Tabi ki de hayır!
Yazımı çok uzun tuttuğum için diğer konuları uzun uzun anlatmak istemedim. Diğer konularda da bilgi almak isteyenler profilime ulaşırsa elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.
Yurtdışına çıkmaktan, öğrenci programlarını denemekten kaçınmayın. İlla ki başınıza sıkıntılar gelebilir. Türkiye’deyken bile sıkıntılar, sorunlar yaşadığınız gibi diğer yerlerde de bu sıkıntıları yaşayacaksınız ama bilmeniz gereken hak, hukuk arayışı Türkiye’ye oranla benim bulunduğum ülkelerde daha adaletli ve kolay ulaşılabilirdi. Hastaneler daha ilgili, insanlar da yeterince yardımsever. Keza yaşayacağımız her sıkıntı bizlere hem hayat tecrübesi hem de kişisel gelişim bağlamında çok yardımcı olacaktır. Sıkıntı çekmekten de, gezmekten de, görmekten de korkmadan yaşayın. Genç olmanın, zevkini çıkartın!
Yurt dışı eğitim paketlerine göz atarken güvenle konaklayabileceğiniz mekanlar da önemlidir.Özel yurtlarda sunulan hizmetler öğrencileri memnun etmektedir.