Work and Travel Hikayesi: Keşke mi, İyi ki mi?

12.01.2021
Blog Başlık
Herkese selamlar! Uzun zamandır yapmak istediğim bir şeydi bu WAT günlüğü. Hayatımın gidişatını değiştiren Amerika’daki Work and Travel maceramı artık sizlerle paylaşacağım.
 
1. Rizeli bir aile kızını nasıl Amerika'ya gönderecekti?
Her kız öğrencinin anlayabileceği bir süreçten geçtim. Benim için ailemden Amerika’ya gitmek için izin alabilmek bir hayaldi. Ama nasıl olduysa başardım!
 
”Anne ben Amerika’ya gidiyorum”
 
2. Gel gelelim bu kız WAT için nereye gitti, hangi pozisyonda çalıştı, neler yaptı?
Kendimi çok şanslı bir insan olarak görüyorum. Çünkü sıfır beklentiyle gittiğim Wildwood benim için çalışmak ve yaşamak için harika bir yerdi. Work and Travel’da okyanusun kenarında, iskele üzerinde kurulmuş Morey’s Piers eğlence parkında games operator (oyun operatörü) olarak çok keyifli bir çalışma süreci geçirdim. Mikrofonlu bir oyunda çalışmak başlarda beni biraz germiş olsa da sonrası için inanılmaz bir eğlenceye dönüştü. Çalışırken bile orada yaşayan insanlarla muhabbet etme imkanı bulup, arkadaşlar edindim.
 
”Come in guys, who is up, who is next, who is ready?”
 
3. Work and Travel mı, work and suffer mı?
Çok keyifli dediğime bakmayın; her günüm sorunsuz, tatil yapar gibi olmadı tabi ki. Uyuz müşteriler, keyfinizi kaçıracak insanlar her zaman vardır, dünyanın her yerinde. Yağmur yağar, hiç durmaz mesela. Islanırsınız hem de çooook  Work and Travel benim için zaman zaman ”Work and Suffer(Çalış ve Acı çek)” programı oldu. Ama yaşadığınız aksiliklerin motivasyonunuzu düşürmesine izin vermeden elindekinin tadını çıkarmak, her durumda eğlenebilmek sizin elinizde.
 
4. Manzara aşığıysanız Amerika'daki sahil kasabaları adeta bir cennet!
Amerika’daki evime yerleştikten sonraki gün sezon boyunca kullanmak için bir bisiklet kiralayıp bu küçük kasabayı keşfe çıktım. Benim için yeni bir kültürü tanımanın en iyi yolu, o kültürün içine dahil olmak, sokaklarında dolanmak, bir bara oturup bira içerken yanında oturan tanımadığın biriyle sohbete dalmak, güzel yemekler yemek, okyanusun tuzlu suyunda yanmak, güneşin batışını izlerken havayı içine çekmek. Gün batımına aşık bir insan olarak öyle güzel yerler buldum ki benim için daha mükemmel bir yere gidemezdim.
 
5. Cebinizde 2000 dolarla Work and Travel'dan dönmek mi? Hem de sayısız hatırayla..
Maddiyat hayatın her noktasında önemli olabiliyor. Sonuçta Work and Travel’a katılabilmek için de bir miktar gerekiyor. Ama geçirdiğiniz üç ayda biriktirdiğiniz arkadaşlıklar hiçbir maddiyatla ölçülemeyecek kıymette. Work and Travel’da iyi veya kötü yere gitmek diye bir şey yoktur aslında. Sana göre kötü benim için cennet gibi bir yerdir. Çevrenizde pozitif enerjisiyle ruhunuzu bile güldüren insanlar olduğunda zaman ve mekan önemini yitirir. Olumsuzluklara beraber güler, daha çok eğlenirsiniz.
 
6. Work and Travel keşke mi, iyi ki mi?
Özetlemek gerekirse, Work and Travel hayatımda verdiğim en iyi karardı ve geçirdiğim süreçlerde en ufak bir pişmanlığım, keşkem yok. Keşkem hiç yok, çünkü hayatta her şeyin bir sebebi olduğuna inanırım. O zaman üzüntü duyduğum konular şu an beni olgunlaştırmış, hayata bakış açımı değiştirmiştir.
 
Hayatı boyunca ailesiyle yaşayan biri olarak tek başıma ayakta durmanın başta zorluklarını görüp sonrasında hayata karşı daha güçlü durmayı öğrendim. Kendi kiramı ödemek, evime alışveriş yapmak, sabahlara kadar eğlendiğim zamanlarda annemin kaldırmasına bel bağlamayıp kalkıp işe gidebilmenin hissettirdiği zafer duygusu, daha nice şeyler.
 
7. Yaz bitiyor diye üzülüyorsun, hem de çok!
Her yaz Work and Travel programım bitiyor diye çok üzülüyordum, ama şimdi size bununla alakalı kısa bir hikaye anlatmak istiyorum:
 
Arkadaşımla işten erken çıkıp bisikletlerimize atlamış, yine manzaraya doğru pedal çeviriyorduk. Kendimize mesken belirlediğimiz paslanmaya yüz tutmuş küçük teknelerin terkedildiği limanda oturmuş, Coldplay bize Yellow’u fısıldarken biralarımızı tokuşturuyorduk. O sırada yanımıza koltuk altına sıkıştırdığı bastonuyla tonton mu tonton bir amca yaklaştı ve koyu bir sohbete daldık. Kore gazisi olan Gary, çocukları evlendikten sonra kendini doğa resimleri çekmeye vermiş. Birkaç fotoğrafımızı çekmeyi teklif etti, tabi ki hemen ”evet’’ diye atıldık. Gözlerimizin önünde bir film gibi canlanan hayat hikayesinin sonunda bize söylediği şu söz, hayatıma yön vermişti ve o gün hayatta ne olursa olsun her şeyin tadını çıkarmaya çalışacağıma dair kendime söz vermiştim:
 
”Every songs end but there is no reason not to enjoy the music.’’
 
8. WAT şarkınız hala bitmemişken, bağıra bağıra eşlik edin.
Cesur olun, risk alın, bu WAT macerasına atılın ve kendi hikayenizi yaratın. Şarkı hala bitmemişken, bağıra bağıra eşlik edin 
 
Özel yurtlarda barınan öğrenciler yurt hizmetlerinden menun kalmaktadır.