Dolu Dolu Work and Travel Macerası

15.01.2021
Blog Başlık
En büyük hayalim Amerika’ya gitmekti, peki ama nasıl? Daha önceden ablamın Work and Travel’a iki kere başvurmasından bu programı biliyordum, peki ama o koskoca ülkede kendi başına çalışmak, gezmek. Bunlar gözümde çok büyük görünüyordu. Ta ki oraya gidene kadar.
İnanılmaz bir Work and Travel macerası yaşadım ve bu mükemmel geçirdiğim yazı sizler için paylaşıyorum.
 
1. Bu programı ablamın iki kere WAT'a başvurmasıyla keşfettim diyebilirim.
En büyük hayalim Los Angeles’a gitmekti, peki ama nasıl yapacaktım? Orada kalmayı başarabilecek miydim? Gitmeden kafamda bunlar gibi deli deli sorular vardı.
 
2. Fazla düşünmemek gerek, sırt çantası, valiz, uçak bileti, bekle beni Amerika!
Gitmeden kafamda deli deli sorular vardı ancak ABD’ye ayak basınca bu sorular yerini cesarete bıraktı. Artık oradaydım, evet Amerika’daydım. Yeni deneyimlere, maceralara atılmak için..
 
3. İlk etapta zorlanmadım desem yalan olur.
Evet, ilk etapta her şey istediğim gibi gelişmedi. Öncelikle kültür farklılıkları vardı ama bu sorun değildi buna alışmak kolay oldu. Çalışmaya başladığımda biraz çekingendim ve bundan dolayı zorlandım. Ama daha sonraları bu duruma alıştım ve her şey rüya gibi gelişti.
 
4. Daha sonraları ne mi oldu? İşte cevabı.
Artık gittikçe bu kültürü benimsemeye başlamıştım, müşterilerle daha iyi iletişim kurabiliyordum, kendime güvenim gelmişti. Mütercim tercümanlık okuduğum için İngilizce konuşmak çok iyi pratik olmuştu bana. Her şey rüya gibiydi, ikizimle birlikte aynı spotta çalışıyorduk ve müşterilerin; ”Aaa siz ikiz misiniz, aynı yerde çalışmak nasıl bir duygu” sorularıyla hep karşı karşıya kalıyorduk. Herkesle kolayca arkadaş olmak çok da zor değildi artık.
 
5. Amerikalılar çok sıcakkanlı insanlardı
Evet, çok cana yakındılar, yardım etmekten de hiçbir zaman çekinmiyorlardı, hep güleryüzlüydüler. Çalıştığımız yerde de durum aynıydı, patronlarımız bize patron gibi davranıyordu, arkadaş olarak yaklaşıyorlardı ve inanın bu bizi çok rahatlatıyordu.
 
6. Travel kısmı yaklaşıyordu!
Evet, üç ay çalıştıktan sonra sıra hasatı toplamaya gelmişti. Onca deneyim, onca edindiğim arkadaşlıklar, anılar inanılmazdı. Ama her güzel şeyin tabi ki bir de sonu vardı. Çalışma arkadaşlarım ve ben yavaş yavaş Travel kısmına geçiyorduk, onlardan ayrılmak üzücüydü tabi ama beni başka serüvenler bekliyordu.
 
7. İlk durak Queens, New York. İnecek var!
Kendimi bildim bileli tenis izliyor ve ikizimle birlikte oynuyorduk. Roger Federer hayranıyım ve tam da Amerika Açık Tenis turnuvası zamanlarıydı. Tabii ki hiç tereddüt etmeden biletleri kestim ve ertesi günü oradaydım. Aman tanrım, korta girerken göz yaşlarımı tutamadım, canlı canlı Petra Kvitova, Victoria Azarenka ve Simona Halep’i görme fırsatı yakalamıştım, inanılmaz bir deneyimdi. Roger Federer maçına yetişemedim yine de üzülmedim, biliyorum tekrar gelecektim. 🙂
 
8. İkinci durağım New York oldu.
Üç günüm vardı burada, diğer günlerimi hayalim olan Los Angeles’a ayırmıştım. Metro kullanarak New York’un her yerine ulaşmak mümkündü ayrıca taksiden ucuzdu. Metropol şehirlerin avantajı da bu olsa gerek. Neredeyse birçok şarkıya konu olmuş bu şehirde üç gün geçirmek inanılmaz bir deneyimdi.
 
9. Hayallerinin peşinden koş; Los Angeles!
Koştum ve artık bitiş çizgisine gelmiştim. İlk önce bunun gerçek olduğunu anlamaya çalıştım ve evet gerçekti, oradaydım işte. Bir zamanlar fotoğrafına baktığım şehirde, Los Angeles’ta. Koskaca şehri ancak turla gezebilirim diye düşündüm ve böylece tur rehberi bana bu şehir hakkında bilmediğim bilgileri de verir diye düşündüm. İyi ki öyle yaptım! Neredeyse tüm Los Angeles’ı gezme fırsatım oldu. Her anın tadını çıkardım. Size söyleyeceğim şey hayallerinizin peşinden koşun sakın hayallerinizden vazgeçmeyin çünkü ben hiçbir zaman geçmedim.
 
10. Son durağım Las Vegas.,
Eee batıya gelmişken bir Las Vegas turu atmadan geri dönülmezdi. Tabii ki Las Vegas kumarhaneleriyle ünlü bir şehir ve her adım başı kumarhane ile karşılaşmanız mümkün. Ağaçların arasına yerleştirilen hoparlörlerden de gelen müzik sizi yürürken inanılmaz mutlu kılıyor.
 
Dil okuluna giden erkek öğrenciler özel yurtları tercih etmek yerine ev ortamında yaşamayı tercih etmektedir.